Russell ve Travis, tamamen zıt karakterlere sahip iki zırhlı kamyon şoförüdür; Russell, kurallara sıkı sıkıya bağlı, disiplinli ve işine son derece odaklanmış bir adamken, Travis daha rahat, spontane ve kuralları hiçe sayan bir yapıya sahiptir. Her gün tekrarlayan rutin nakit teslimatlarından biri sırasında, yolları beklenmedik şekilde kesişir ve bu sıradan görev aniden ölümcül bir tuzağa dönüşür. Acımasız ve zekâ dolu suç lideri Zoe’nin önderliğindeki bir suç çetesi, zekice planlanmış bir saldırıyla bu iki adamı hedef alır. Zoe, soğukkanlılığı ve acımasızlığıyla bilinen, hem stratejik hem de korkusuz bir liderdir; çetesi, son derece organize ve acımasız insanlardan oluşmaktadır.

Russell ve Travis, kendilerini bir anda hayatlarının en büyük tehlikesiyle karşı karşıya bulur; sadece fiziksel tehditlerle değil, aynı zamanda birbirleriyle çatışan karakterleri nedeniyle sürekli gerilim yaşarlar. Russell’in titiz ve kuralcı yaklaşımı, Travis’in özgür ruhlu ve asi tavrıyla çatışırken, ikili aralarındaki bu gerilimi aşmak zorunda kalır. Hayatta kalmak için güçlerini birleştirmek ve birbirlerinin zayıf noktalarını korumak zorundadırlar. Ancak bu kolay olmaz; yollarına çıkan her engel, gittikçe artan tehlikeler ve Zoe’nin acımasız taktikleri işleri daha da karmaşık hale getirir.

Gün boyunca, Russell ve Travis, planlarının altüst olduğu, her an yeni bir saldırı veya tuzakla karşılaştıkları, korku, adrenalin ve çaresizlikle dolu bir maraton koşar. Yol boyunca hem fiziksel hem de psikolojik sınırlarını zorlarlar; sadece düşmanlarıyla değil, kendi içlerindeki korkular ve önyargılarla da mücadele ederler. Zoe’nin çetesi ise fırsat buldukça onları köşeye sıkıştırmak için acımasızca saldırırken, ikilinin hayatta kalma mücadelesi giderek daha da yoğunlaşır.