Bu distopik dünyada, dikey hücrelerden oluşan devasa bir hapishane sistemi, her katta farklı bir grup mahkumun yaşamını barındırır. Her hücredeki insanlar, aynı binanın üst ya da alt katlarına yerleştirilmiştir ve günün belirli saatlerinde, yukarıdan aşağıya doğru inen bir platformla yiyecek dağıtılır. Üst katlardaki mahkumlar, kendilerine sunulan bol miktardaki yiyeceklerden özgürce faydalanırken, alt katlardakiler ise yalnızca üstte kalan artıklara muhtaçtır. Alt kattakiler hayatta kalmak için kırıntılara razı olmak zorunda kalır, hatta yiyecek bitmeden önce platform onlara ulaşmazsa açlıktan ölme tehlikesiyle yüz yüze gelirler.

Bu sistemde düzeni sağlayan ve tüm mahkumlar üzerinde kontrolünü hissettiren gizemli bir lider vardır. Kendi kuralları ve acımasız yönetimi ile bu karmaşık yapıyı ayakta tutar. Yeni gelen biri, ilk başta bu acımasız ve mantıksız düzene boyun eğmek zorunda kalmış gibi görünse de, kısa sürede yiyecek dağıtımının adaletsizliği ve üsttekilerin açgözlülüğü karşısında isyan etmeye karar verir.

Yeni gelen, sistemi altüst etmek ve yiyeceğin herkes arasında adil bir şekilde paylaşılmasını sağlamak için bir mücadele başlatır. Ancak bu sistemin çok daha derin ve karanlık sırları olduğunu keşfettikçe, yalnızca hayatta kalma değil, aynı zamanda insan doğasının en karanlık yönleriyle yüzleşme savaşı vermesi gerekecektir. Sistem içinde ittifaklar kurarken, liderin gerçek yüzü ve bu korkunç düzenin neden var olduğu ortaya çıkar.