O, sosyal medyada çiğ karaciğer, testis ve beyin yiyerek dikkatleri üzerine çekti. “Liver King” takma adıyla tanınan bu adam, sadece sıra dışı beslenme alışkanlıklarıyla değil, aynı zamanda adeta heykel gibi vücuduyla da gündeme oturdu. Paylaşımları milyonlarca izlenme aldı, primal (ilkel) yaşam tarzını savunarak dev bir takviye gıda imparatorluğu kurdu. Kasları, doğaya dönüş mottosu ve “9 Ancestral Tenet” (9 Atasal İlke) adıyla tanıttığı yaşam felsefesiyle binlerce kişiyi peşinden sürükledi. Ancak işler tam da göründüğü gibi miydi?

Bu belgesel, Liver King'in nasıl bu kadar hızlı bir şekilde şöhrete kavuştuğunu ve devasa bir fiziksel görünüme ulaştığını sorguluyor. Yüzeyde, başarı; çiğ et, soğuk duşlar, toprakta yürüyüşler ve modern hayata karşı duruştan ibaretti. Fakat perde arkasında, milyonlarca dolarlık bir pazarlama stratejisi, takviye satışları ve nihayetinde ortaya çıkan steroid kullanımı iddiaları vardı.

Belgesel, onun çocukluğundan sosyal medya yıldızlığına uzanan yolculuğunu, destekçilerini, eleştirmenlerini ve nihayet itiraflarını inceliyor. Liver King gerçekten doğallığın ve disiplinin sembolü müydü, yoksa kitleleri kandıran bir pazarlama efsanesi mi?

Kas, kan ve kameraların ardındaki bu adamın gerçek yüzü, sonunda açığa çıkıyor.