21.yüzyılın koşuşturmacasından ve karmaşasından uzaklaşmak isteyen bir aile, huzur bulmak umuduyla kırsal New England’da izole bir çiftliğe taşınır. Doğayla iç içe, sakin bir yaşam sürmeyi planlayan aile için her şey ilk başta yolunda gibi görünür. Ancak bir gece, ön bahçelerine düşen gizemli bir göktaşı, hayatlarını sonsuza dek değiştirecektir. Bu göktaşı, sıradan bir taş parçası olmaktan çok uzaktır. İçinde, farklı bir uzay-zamandan gelen ve bilinen fizik kurallarına meydan okuyan tuhaf bir enerji taşımaktadır. Göktaşı düştüğü topraklara, başka bir gezegene ait olağanüstü ve uğursuz bir renk bulaştırır. Başlangıçta yalnızca görsel bir değişim olarak görülen bu renk, kısa süre içinde toprağa, suya ve çevredeki her canlıya nüfuz eder.

Aile, bu yabancı gücün varlığının farkına vardığında, artık her şey için çok geç olmuştur. Renk, dokunduğu her şeyi yavaş yavaş ve geri dönüşü olmayan bir şekilde değiştirmeye başlar. Bitkiler garip şekiller alır, hayvanlar tuhaf davranışlar sergiler, ve hatta ailenin kendisi bile bu gizemli güç tarafından dönüşüme uğrar. Zamanla, bu huzur dolu kırsal çiftlik, hem fiziksel hem de psikolojik anlamda bambaşka bir yere dönüşür.

Aile, bu yeni ve korkutucu gerçekle yüzleşirken, hem birbirleriyle hem de hayatta kalabilmek için varoluşsal bir mücadeleye girişir. Kırsal New England’da aradıkları sükunet, yerini dehşet verici ve kontrol edilemeyen bir kaosa bırakır. Bu yeni renk, hem bilincin hem de gerçekliğin sınırlarını zorlayarak, ailenin kaderini tamamen değiştirecek bir güç haline gelir.