Alan Alda’nın canlandırdığı bir reklam ajansı patronu, iş dünyasındaki stresli ve monoton hayatından kaçmak için kendisini ve ekibini adrenalin dolu bir beyaz su rafting macerasına atmaya karar verir. Patron, bu takım etkinliğini iş arkadaşlarını bir araya getirmek ve moral bulmak amacıyla düzenler, ancak ne yazık ki planları hızla kontrolden çıkar.

Bir grup iş arkadaşıyla birlikte, Alda'nın karakteri, sakin ve kontrol altındaki iş yaşamından bambaşka bir dünyaya adım atar. Rafting, başlangıçta eğlenceli ve heyecan verici bir etkinlik gibi görünse de, ekip üyeleri zamanla bu vahşi doğada hayatta kalmak için verdikleri mücadeleyi keşfeder. Suyu geçmek, kayalara çarpmamak ve birbirlerine güvenmek zorundadırlar. Ancak, Alda'nın karakterinin biraz fazla hevesli ve denetim arayışındaki tutumu, ekibi tehlikeye sokar.

Doğanın sert koşullarıyla başa çıkmaya çalışan ekip, Alda'nın liderliğinde giderek daha fazla zorlukla karşılaşır. Patronun cesaretini ve risk alma isteğini test eden bu zorlu rafting deneyimi, hem takım içindeki ilişkileri hem de patron-çalışan dinamiklerini sorgulatır. Ekip, birlikte hayatta kalmak için sınırlarını zorlar, ancak Alda’nın karakteri, kontrolü kaybetmeye başladıkça tehlikenin de arttığının farkına varır.

Zamanla, karakterin içsel çatışmaları ve gururu ile yüzleşmesi, bu rafting yolculuğunun sadece fiziksel değil, aynı zamanda kişisel bir yolculuk olmasına yol açar. Ekip, Alda'nın liderliğinden bir şekilde kurtulmak ve hayatta kalmak için işbirliği yapmaya başlar. Hem doğa, hem de Alda’nın egosu onlara karşıdır, ancak bu tehlikeli macera sonunda, hepsi birbirlerine daha yakın ve yeni bir anlayışla geri dönecektir.