Will Ferrell, her zaman yanında olan ve birlikte eğlenceli zamanlar geçirdiği yakın arkadaşı Harper'ın bir gün ona trans kadın olduğunu açıklamasıyla, Harper’ın hayatının bu önemli değişim sürecine tanık olur. Ferrell’ın canlandırdığı karakter, bu açıklamanın ardından Harper’ı desteklemek için elinden geleni yapmaya karar verir, ancak bu yeni duruma nasıl yaklaşacağını pek bilemez.

Harper’ın uzun zamandır beklediği gerçek kimliğini kucaklama ve onu tüm dünyaya tanıtma anı, Ferrell’ın karakteri için de yeni bir öğrenme ve büyüme fırsatı olur. İkilinin bu süreçte yaşadığı yanlış anlaşılmalar, komik ve duygusal anlarla dolu bir yolculuğun kapısını aralar.

Ferrell’ın canlandırdığı karakter, Harper’ı desteklemeye kararlı olduğu için, ikili birlikte bir yolculuğa çıkar. Amaçları Harper'ın cinsiyet geçişi sürecini, hem kendisi hem de çevresi için daha görünür ve kabul edilir kılmaktır. Bu yolculuk boyunca karşılaştıkları zorluklar, Ferrell’ın bazen gaflar yapan ama samimi ve sevgi dolu karakteri ile Harper’ın cesareti ve kararlılığı etrafında şekillenir.

Ülkenin farklı bölgelerini ziyaret ederken, her durakta toplumun farklı tepkileriyle karşılaşırlar. Harper'ın kendini tam anlamıyla ifade ettiği bu yolculuk, sadece onun kimliğiyle yüzleştiği bir süreç değil, aynı zamanda Ferrell'ın karakterinin de cinsiyet kimliği, kabul ve sevgi gibi konularda çok şey öğrendiği bir deneyim haline gelir.

Film boyunca mizah, dostluk ve duygusal derinlik iç içe geçerken, Ferrell ve Harper arasında güçlü bir bağ gelişir. Ferrell, Harper’ın yanında olduğu her an hem onu desteklemeyi hem de kendi önyargılarını ve toplumun dayattığı normları sorgulamayı öğrenir. Sonunda, Harper'ın gerçek kimliğiyle kabul görmesi için verdiği mücadele, onların hem bireysel hem de birlikte büyümelerine, toplumun ön yargılarına karşı bir zafer kazanmalarına yol açar.

Film, kalp ısıtan bir komedi olarak, sevginin, arkadaşlığın ve insan olmanın anlamını kutlayan bir hikaye sunar.