Kanun kaçağı Wade, kasaba halkının korktuğu azılı bir suçludur. Onu yakaladıklarında, Evans isimli dürüst bir çiftçi, Wade’i mahkemeye götürmeyi kabul eder. Ancak bu görev basit bir teslimat olmaktan çok uzaktır; Wade’i 3:10 Yuma trenine canlı olarak teslim etmek, Evans için bir ölüm kalım meselesine dönüşür. Yolculuk boyunca Evans ve Wade, birbirlerine duydukları saygıyı yavaş yavaş geliştirirler.

Wade’in acımasız çetesi ve her köşede bekleyen tehlikeler, bu yolculuğu sadece bir göreve değil, aynı zamanda kaderlerine karşı verdikleri bir mücadeleye dönüştürür. Çetin doğa koşulları, ölümcül çatışmalar ve sürekli artan gerilimle dolu bu serüven, iki adamın hayatta kalma savaşı verirken, birbirlerini anlama ve hatta saygı duyma noktasına getiren bir bağ kurmalarına yol açar.

Filmin hikayesi, eski batı döneminin tehlikeli ve merhametsiz atmosferini etkili bir şekilde yansıtırken, karakterlerin içsel çatışmalarını ve insanlıklarını da ön plana çıkarır.

Gerçek bir western klasiğinin yeniden yapımı olan bu film, eleştirmenlerden ve izleyicilerden olumlu tepkiler almayı başarmıştır. Özellikle başrollerdeki oyuncuların güçlü performansları, filmin başarısında büyük rol oynamış ve western türünün Hollywood’da yeniden ilgi görmesine katkıda bulunmuştur. Bu yeniden yapım, klasik western öğelerini modern sinema teknikleriyle birleştirerek, hem eski hem de yeni izleyicilere hitap etmeyi başarmıştır.