Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz evreninin ünlü yeraltı isimleri, yılların yorgunluğu ve kaotik mafya düzeninden uzaklaşmak için eşleriyle birlikte sakin, gözlerden uzak bir yaz tatili planlar. Silah seslerinin, hesaplaşmaların, sadakat testlerinin hüküm sürdüğü hayatlarını kısa bir süreliğine de olsa geride bırakmak isteyen bu sert adamlar, deniz otobüsünden iner inmez bambaşka bir dünyaya adım atarlar. Ancak huzur umdukları kasaba, onlar için olayların hiç durulmadığı bir sınav alanına dönüşür.

Tatil köyünün sade ritmi, onların karmaşık geçmişiyle çatışır. Küçük esnafla yaşanan yanlış anlaşılmalardan, kasaba halkıyla girilen komik sürtüşmelere kadar birçok olay baş gösterir. Eşlerinin ısrarıyla “normal” davranmaya çalışsalar da, içlerine işlemiş kontrol etme dürtüsü ve tehlikeye karşı tetikte olma refleksi yüzünden her an bir kaosa yol açarlar. Sürekli kendilerini saklamaya çalıştıkları geçmişleri, peşlerini tatilde bile bırakmaz.

Durumu daha da karmaşık hale getiren ise yerel polisle yaşanan bir yanlış anlaşılma sonucu, kasabanın karakoluna düşmeleri olur. Kodesin soğuk duvarları arasında, alışık olmadıkları şekilde halkın gözü önünde rezil olma korkusu sarar hepsini. Ama asıl korkuları başka bir yerdedir: Tüm bu skandalların büyük reis Hızır Çakırbeyli’nin kulağına gitmesi.

Bu tatil, mafya dünyasının sert adamlarını hem komik hem de düşündürücü bir sınavdan geçirirken, güç ve kontrolün dışında kalan hayatla yüzleşmelerine de neden olur. Tatil kasabası onlar için sadece bir kaçış değil, aynı zamanda maskelerin düşmeye başladığı, gerçeğin kabuğunu aralayan bir sahneye dönüşür.