Zor bir çocukluk geçiren ve hayatında birçok zorlukla başa çıkan eski bir deniz piyadesi, sonunda küçük bir kasaba lisesinde futbol koçluğuna başlayarak hem takımına hem de topluma ilham kaynağı olur. Onun güçlü disiplin anlayışı ve öğrencileriyle kurduğu derin bağ sayesinde kısa sürede kasabanın gözdesi hâline gelir. Ancak, her maç öncesinde takımıyla birlikte dua etmesi, bazı kesimlerin tepkisini çeker.

Bir gün, okul yönetimi, dua ritüelinin kurallara aykırı olduğunu ileri sürerek onu görevden alır. Bu karar, kasabada büyük bir tartışma başlatır. Destekçileri, koçun hem öğrencilerin başarılarını artırmak hem de onlara hayat dersleri vermek için bir rehber olduğunu savunur. Karşıtları ise, bir kamu okulunda dini uygulamaların yerinin olmaması gerektiğini öne sürer.

Kendisini seven öğrenciler ve kasaba halkının desteğiyle eski deniz piyadesi koç, inancını ve haklarını savunmak adına hukuk mücadelesine girer. Bu süreçte, hem inancını hem de sevdiklerini kaybetme riskiyle yüzleşen koç, bir yandan da geçmişteki zorlukları nasıl aştığını hatırlayarak içsel bir yolculuğa çıkar.