Bu dokunaklı hikâye, Kore Savaşı sırasında yaşanan gerçek bir olaya dayanıyor. 1950 yılında, Türkiye, Birleşmiş Milletler'in yardım çağrısına yanıt vererek Kore'ye bir tugay gönderir. Tugayın askerlerinden biri olan Süleyman Astsubay, savaş meydanında ailesini kaybetmiş, yalnız kalmış 5 yaşındaki küçük bir kız bulur. Yüzü ay gibi parlak olan bu kıza "Ayla" ismini verir ve ona 15 ay boyunca babalık yapar.

Süleyman Astsubay ve Ayla arasında güçlü bir bağ oluşur. Ancak savaşın bitmesiyle Süleyman’ın Türkiye’ye dönme vakti gelir. Ayla’yı geride bırakmak istemeyen Süleyman, onu Türkiye’ye götürmek için her yolu dener, fakat Kore yasaları buna izin vermez. Ayrılmak zorunda kaldıkları bu an, ikisinin de hayatında derin izler bırakır.

60 yıl sonra, Süleyman ve Ayla tekrar bir araya gelirler. Bu buluşma, savaşın yarattığı acılar ve insanlık arasındaki bağların zamanla nasıl güçlendiğini gösteren, duygusal ve yürek burkan bir anı simgeler.

Film, insanlık, şefkat ve savaşın ortasında doğan bağların hikayesini anlatıyor. Süleyman ve Ayla’nın hikayesi, izleyicilere savaşın insani yönünü hatırlatarak, geçmişin izlerini taşıyan dokunaklı bir yeniden buluşma ile sona eriyor.