15.yüzyılda Fransa, İngiltere ile yapılan Yüz Yıl Savaşı'nın ardından yenilmiş, harap ve umutsuz bir ülkedir. Bu karanlık dönemde, sadece 14 yaşındaki sıradan bir köylü kızı olan Jeanne d’Arc (Joan of Arc), gökyüzünden gelen ilahi sesler duyduğunu iddia eder. Bu sesler ona Tanrı'nın bir görevi olduğunu, Fransa’yı kurtarması ve tahtın varisi olan zayıf ve kararsız Dauphin Charles’ı taçlandırması gerektiğini söyler.

İnancı ve kararlılığıyla halkın dikkatini çeken Jeanne, kısa sürede etrafına inanan bir topluluk toplar. Kadın olmasına ve genç yaşına rağmen, Fransız halkının umut ışığı haline gelir. Cesareti ve karizmasıyla bir ordu oluşturur ve işgal altındaki Orleans şehrini kurtarmak için harekete geçer.

Jeanne d’Arc’ın Orleans zaferi, sadece savaşın gidişatını değil, aynı zamanda bir milletin kaderini de değiştirir. Tanrısal çağrılara kulak veren bu genç kız, tarihe yalnızca bir savaş kahramanı olarak değil, bir inanç ve direniş sembolü olarak geçer.