Gerçek olaylardan esinlenen bu dokunaklı hikâyede, Riley March, kariyerinde başarılı, sevgi dolu bir anne ve eş olarak neredeyse kusursuz bir yaşam sürerken, ani bir araba kazası hayatını trajik bir şekilde sonlandırır. Riley’nin ölümü, ailesini derin bir yas ve büyük bir boşlukla baş başa bırakır. Kocası, iki çocuğuyla birlikte bu yıkıcı kaybın üstesinden gelmeye çalışırken, Riley'nin anılarıyla dolu evlerinde, her an onu hatırlatan detaylarla yaşamayı öğrenmek zorunda kalır.

Kocasının, çocuklarına hem anne hem baba olmaya çalışması, onları toparlama çabası ve Riley'nin ölümünden sonra hayatın nasıl devam edebileceği üzerine yaşadığı zorlu süreç, hikâyenin merkezindedir. Çocuklar, annelerinin eksikliğini farklı şekillerde hissederken, aile bağları da sınanır. Hayat, acı dolu anlar ve umudun ışığı arasında sürekli gidip gelirken, Riley’nin ailesi sevgi, dayanışma ve yasla baş etme yolunda büyük bir dönüşüm geçirir.

Bu film, hayatın kırılganlığına ve zamansız kayıpların ardından gelen zorluklara dair derin bir bakış sunuyor; aynı zamanda kaybedilen bir sevdiğin ardından devam etmenin zorluğu ve sevginin iyileştirici gücünü anlatan güçlü bir hikaye.