Wellington Sahili'nde kışın en güzel günleri yaşanırken, kasaba halkı yaklaşan Noel için büyük bir heyecanla hazırlık yapmaktadır. Evlerin ışıklarla süslendiği, her köşede çocukların kahkahalarının yankılandığı bu sahil kasabasında her şey tam da olması gerektiği gibidir. Ancak, meteorologların uyarılarıyla başlayan bir haber dalgası tüm huzuru bozar: Tarihin en kötü kar fırtınası yaklaşmaktadır.

Fırtına, yalnızca kasaba halkının değil, aynı zamanda bu küçük sahile gizlice gelerek çocuklara hediyeler dağıtmayı planlayan Noel Baba’nın planlarını da altüst eder. Kasaba, yoğun kar altında adeta bir buz diyarına dönüşürken, hem halkın hem de Noel Baba’nın bu duruma uyum sağlamaktan başka şansı kalmaz.

Kasabanın yaşlı marangozu, yıl boyunca çocuklar için oyuncaklar hazırlayan bir adam, genç torunuyla birlikte fırtınanın ortasında sıkışıp kalır. Aynı zamanda, kasabanın şüpheci gazetecisi, fırtına sırasında gökyüzünden süzülen esrarengiz ışıkları takip ederken kendini bir maceranın ortasında bulur. Çocuklar ise Noel Baba'nın gelişine dair umutlarını kaybetmek üzereyken, fırtına her şeyi durma noktasına getirmiş gibi görünür.

Fırtınanın etkisiyle yollar kapanır, elektrik kesilir, ama kasaba halkı dayanışma içinde hareket etmeye karar verir. Küçük topluluk, bir araya gelerek kasabanın ortasında devasa bir ateş yakar ve Noel ruhunu canlandırmak için alternatif bir kutlama organize eder. Bu sırada, Noel Baba ve sihirli geyikleri, fırtınanın tam ortasında mahsur kalan kasabaya ulaşmanın bir yolunu bulmaya çalışır.

Wellington Sahili'nde yaşanan bu olağanüstü olaylar, yalnızca unutulmaz bir Noel'e değil, aynı zamanda bir topluluğun dayanışma ve umutla yeniden nasıl bir araya gelebileceğine dair ilham veren bir hikâyeye dönüşür. Karlar altında sıcacık bir hikâye, dostluğun ve mucizelerin Noel’in gerçek armağanı olduğunu bir kez daha hatırlatır.