Quinn ve babası, geçmişlerindeki acı olayları geride bırakıp yeni bir başlangıç yapmak umuduyla sessiz ve sakin görünen Kettle Springs kasabasına taşınırlar. Ancak bu küçük kasabanın huzurlu yüzünün altında çürümüş bir geçmiş ve giderek artan bir gerilim yatmaktadır. Bir zamanlar kasabanın gurur kaynağı olan Baypen Mısır Şurubu Fabrikası'nın yangınla kül olması, topluluğu ekonomik ve sosyal anlamda darmadağın etmiştir.

Yetişkinler gençleri tembel ve saygısız olmakla suçlarken, gençler ise büyüklerin bencilliğinden ve geçmişe saplanıp kalmış tutumlarından bıkmıştır. Kasaba ikiye bölünmüş gibidir. Quinn, bu sessiz savaşın ortasında kalmışken, mısır tarlalarının derinliklerinden ortaya çıkan maskeli, grotesk bir figürün kasabayı "arınmaya" karar verdiğini fark eder. Bu korkunç figür, kasabanın yozlaştığını düşündüğü bireyleri, birer birer kanlı yöntemlerle ortadan kaldırmaya başlar.

Başta bunun yalnızca bir söylenti olduğunu düşünen Quinn, bir arkadaşının ortadan kaybolmasıyla işin ciddiyetini anlar. Kasabanın geçmişinde gömülü sırlar, intikam duygusu ve bir halk efsanesinin canlanmış haliyle karşı karşıya kalan Quinn, hem kendi hayatını hem de kasabanın geri kalanını kurtarmak için zamana karşı amansız bir mücadeleye girer.

Kettle Springs artık sadece bir kasaba değil; kana susamış bir maskenin gölgesinde, geçmişiyle yüzleşmek zorunda kalan bir hayatta kalma alanıdır.