Issız bir adada mahsur kalan dört kişilik bir aile, hayatta kalabilmek için her şeylerini ortaya koymak zorunda kalır. Ancak bu adada geçirdikleri her an, yalnızca dış koşulların zorluklarıyla değil, aynı zamanda kendi geçmişlerinin karanlık sırlarıyla da yüzleşmelerine neden olur. Başlangıçta bir aile olarak birbirlerine sımsıkı bağlı olan bu insanlar, hayatta kalma mücadelesinin ortasında birbirlerinden uzaklaşmaya, içsel çatışmalarla yüzleşmeye başlarlar.

Ailenin üyeleri – baba, anne ve iki çocuk – başlangıçta birlikte bir çözüm arayarak, adadaki kısıtlı kaynaklarla hayatta kalmaya çalışırlar. Ancak zaman ilerledikçe, her biri birbirinin sırlarını keşfetmeye başlar. Anne ve baba, yıllar boyunca birbirlerinden sakladıkları büyük bir sırrı, çocuklar ise kendi yaşadıkları travmalarla başa çıkabilmek için birbirlerine daha da uzaklaşırlar. Bu sırlar, ilk başta ufak gerilimler gibi görünsede, bir süre sonra aileyi içsel bir çürümeye sürükler. Birbirlerini suçlamalar, kırık ilişkiler ve eski hesaplaşmalar, adanın zorluklarıyla birleşerek büyük bir kaosa dönüşür.

Dış dünyadan kopmuş bu aile, kendi gölgeleriyle savaşırken hayatta kalabilmek için gereken kararlılığı kaybetmemek zorundadır. Fakat, her bir aile üyesi kendi geçmişiyle, hatalarıyla ve suçluluklarıyla yüzleştikçe, bu mücadelenin sadece fiziksel değil, psikolojik bir savaş olduğunu fark ederler. Birbirlerini suçlamak, tüm bu karmaşanın içinde en kolay yol gibi görünse de, gerçek çözümün, geçmişteki acıların kabul edilmesi ve birbirlerine duydukları güveni yeniden inşa etmek olduğunu yavaş yavaş keşfederler.

Ancak, adada geçirdikleri zamanın ilerleyen günlerinde, hayatta kalmak için yaptıkları fedakarlıklar, bir yandan da onları daha da kırılgan hale getirir. Kısıtlı kaynaklar, susuzluk, açlık ve çevresel tehlikelerle boğuşurken, içsel acıları da onları yavaşça boğar. Herbir aile üyesinin kendi kimliğiyle ve kararlarıyla hesaplaşması, adadaki her anı daha da dayanılmaz hale getirir.

Bir yandan yaşamsal mücadele verirken, diğer yandan geçmişin pişmanlıkları, kayıpları ve travmalarıyla savaşmak zorunda kalan bu aile, adada hayatta kalmaya çalıştıkça, aynı zamanda birbirlerine yeniden ulaşmak için de büyük bir çaba harcar. Fakat her geçen gün, onları açığa çıkaran sırların ağırlığı, bir çıkmaza sürükler. Hem hayatta kalmak hem de geçmişle barışmak, belki de adadan sağ salim kurtulmalarından daha zor bir yolculuk olacaktır.

Sonunda, her biri kendi içsel yolculuğunda bir tür çözüme ulaşmak zorunda kalır; ama bu çözüm, belki de geçmişin affı, birbirlerine duydukları güvenin yeniden kurulması ve nihayetinde, adadaki yaşam mücadelesinin ötesine geçmeyi başarmak olacaktır.