"Dokunmak" isimli bu büyüleyici hikâye, onlarca yıl süren bir aşkı, kaybolan bir duyguyu ve zamanın ötesine uzanan bir arayışı konu alıyor. Farklı kıtaları ve kültürleri kapsayan bu romantik ve heyecan verici yolculuk, bir adamın hayatının en derin izlerini taşıyan ilk aşkını bulma çabalarını anlatıyor. Yarım yüzyıldan fazla bir süre önce, gençliğinde, her şeyin mümkün olduğu o dönemde kaybolan sevda, yıllar sonra yine karşısına çıkıyor. Ancak aşk, bir kez kaybolduğunda her zaman aynı şekilde geri gelmez.

Hikâyede, başkarakterin yalnızca kaybolan sevgilisini değil, aynı zamanda zamanla kaybolan hatıralarını, geçmişin izlerini ve ona ait duyguları yeniden keşfetme süreci de anlatılıyor. İlk aşkı, bir zamanlar hayatının merkezi olmuşken, 50 yıl sonra onu bulmak, sadece bir kişiyi aramaktan çok daha fazlasını ifade ediyor. Adam, aşkının peşinden giderken, farklı kıtalara uzanan bir iz sürme yolculuğuna çıkıyor. Yolda karşılaştığı her insan, her yeni yer, ona geçmişin peşinden gitmenin ve zamanla yeniden dokunmanın anlamını daha da derinleştiriyor.

Zamanın hızlı akışına, hayatın sunduğu zorluklara rağmen, adamın içindeki sevdanın ateşi hiç sönmemiştir. Aşkının kaybolmuş olması, ona olan inancını yitirmemiştir. Hikâye, yalnızca bir aşkı değil, aynı zamanda yılların getirdiği olgunluğu, hatırlama, yeniden başlamanın ve kaybolan duyguları yeniden keşfetmenin gücünü de ele alıyor. Adam, sevdiği kadının peşinden gitmek için çıktığı bu yolculukta, belki de geçmişin bir kesitinde, hayatın sadece bir adım gerisinde kalmış gerçekleri bulacaktır.

Zamanın içinde kaybolan bir aşkı bulmak, onu geçmişin tozlu raflarından yeniden çıkarıp yaşatmak kolay olmayacaktır, ancak bu duygusal yolculuk, adamın hem kendi iç yolculuğuna hem de aşkın ne kadar güçlü bir his olduğuna dair derin bir farkındalık kazanmasını sağlayacaktır.