Film, zorla köylerinden göç ettirilen bir ailenin çalkantılı ve dokunaklı öyküsünü beyazperdeye taşırken, Süsen ve Yusuf’un ilişkisi üzerinden büyük bir dramı izleyiciye sunuyor. Süsen, geleneksel ailesinin uyarılarına ve itirazlarına kulak asmadan, çocukluk aşkı Yusuf’la evlenmeye karar verir. Ancak bu evlilik, onun hayal ettiği masalsı bir kaçıştan çok, yeni bir mücadele kapısı olur.

Süsen, İzmir’e taşındıktan sonra babasının evi terk ettiği ve ağabeyi Zahit’in de ailesinden tamamen koparak kaybolduğu bir ailenin yükünü taşımaktadır. İçinde bulunduğu parçalanmış aile yapısı ve göç sonrası değişen yaşam koşulları onu derinden etkiler. Ailesinin dağılmasının yarattığı boşluğu, çocukluk aşkı Yusuf’la evlenerek doldurabileceğini düşünür. Ancak evlilik, Süsen’in hayal ettiğinden çok farklı bir gerçeklik sunar. Yusuf, evlilikten sonra değişmiş, Süsen’in tanıdığı ve sevdiği adam olmaktan uzaklaşmıştır. Sorumsuzluk, anlaşmazlıklar ve geçim sıkıntıları Süsen’in omuzlarına binerken, Yusuf’un da evliliğin yükü altında ezildiği görülür.

İkisi de içinde bulundukları duruma alışmaya çalışırken, geçmişten gelen travmalar ve mevcut sorunlar onları birbirine daha da bağımlı hale getirir. Bir yandan Süsen, hayatının ve evliliğinin kontrolünü yeniden kazanmak için mücadele ederken, Yusuf’la olan bağları test edilecektir. Film, Süsen ve Yusuf’un, modern dünyada zorunlu göç, aile içi kopukluk ve evlilik gibi ağır temaları işleyerek, birbirine tutunma çabalarını ve içsel yolculuklarını dokunaklı bir şekilde gözler önüne seriyor.

Köylerinden zorla göç ettirilen bu ailenin trajedisi, Süsen ve Yusuf’un bireysel zorluklarıyla birleşerek izleyiciye derin bir sosyal drama sunuyor.