Film, emekli öğretmen Lia’nın uzun zamandır kayıp olan yeğeni Tekla’yı bulma umuduyla çıktığı zorlu ve duygusal yolculuğu anlatıyor. Lia, hayatının büyük bir kısmını düzenli ve sakin bir şekilde geçirmiş bir kadındır. Ancak Tekla’nın kayboluşu onun için huzursuz bir saplantıya dönüşmüştür. Artık hayatında tek bir amaç vardır: Tekla’yı bulmak.

Bu arayış, onu İstanbul’un karmaşık ve dinamik sokaklarına sürükler. İstanbul, Lia’nın alışık olmadığı bir devasa şehir olarak hem korkutucu hem de büyüleyici bir deneyim sunar. Aralarındaki yaş farkına rağmen, genç komşusunun yardımıyla bu şehrin sokaklarında kaybolurken aynı zamanda kendini de keşfetmeye başlar.

İstanbul’daki arayışları sırasında Lia, trans hakları için mücadele eden kararlı ve idealist bir avukat olan Evrim’le tanışır. Evrim, Lia’ya sadece İstanbul’u değil, aynı zamanda insanların farklı kimlikler, mücadeleler ve hayatlarla nasıl bir arada yaşadığını da gösterir. Bu yeni dünyada Lia, sıradan bir arayışın ötesine geçer ve dayanışmanın, dostluğun ve sevginin farklı türlerini keşfeder.

Evrim’le olan dostluğu sayesinde Lia, kayıp yeğenine ulaşmanın yalnızca onu bulmaktan ibaret olmadığını, aynı zamanda Tekla’nın hayatının ve mücadelesinin izlerini anlamak olduğunu fark eder. Evrim’in yanında geçirdiği zaman, Lia’nın kendi ön yargılarını ve sınırlarını da aşmasına neden olur.

Film, bir kadının kararlılığı, kaybolmuş bir bağın izlerini sürme tutkusu ve şehrin karmaşasında dayanışma ile yeniden doğuşu anlatan bir hikaye olarak izleyicilere sunuluyor. Lia’nın İstanbul’daki bu olağanüstü yolculuğu, onun için sadece yeğenini bulma mücadelesi değil, aynı zamanda kendi kimliğini yeniden tanımlama sürecine dönüşür.