Profesyonel bir kiralık suikastçı olan Alex, yıllar boyunca adı duyulmamış ama etkisi büyük operasyonlarda görev almış, soğukkanlı ve iz bırakmayan bir uzmandır. Yaşadığı hayatın bedelini ise her geçen gün daha da kötüleşen hafıza sorunlarıyla öder. Belleğinde boşluklar, geçmişiyle ilgili silik anılar ve giderek artan bir kafa karışıklığı… Ancak hâlâ tehlikeli, hâlâ ölümcül.

Alex’e son bir iş teklif edilir: uluslararası bağlantıları olan güçlü bir suç örgütü, genç bir kadını hedef gösterir. Ancak Alex, bu görevde sınırı aşacağını hisseder. Vicdanı ve geçmişindeki gölgeler arasında sıkışmış bir şekilde, bu işi reddeder. Bu karar onun için bir dönüm noktası olur — çünkü artık hem eski patronları hem de devletin karanlık yüzü onun peşindedir.

Kendini bir anda hem av hem de avcı olarak bulan Alex, hafızasıyla savaşırken aynı zamanda kimin dost, kimin düşman olduğunu da ayırt etmeye çalışır. Sürükleyici bir kaçış başlar. Geride bıraktığı karanlık geçmiş, içine düştüğü vicdani çatışma ve zihnini saran boşluklarla birlikte, Alex'in zamanla olan yarışı başlar.

Onu durdurmak isteyenlerle hesaplaşmak için ipuçlarını bir araya getirmeli, geçmişinin kırık parçalarını toparlamalı ve kendine karşı dürüst olmalıdır. Ancak gerçekler açığa çıktıkça Alex için tek bir soru belirginleşir: Bir adam kim olduğunu unuttuğunda, geçmişte yaptıklarından sorumlu olmaya devam eder mi?

Unutulmak İstenen Adam, aksiyon ve psikolojik gerilim öğelerini ustalıkla harmanlarken, belleğin kırılganlığı ve vicdanın kaçınılmaz ağırlığı üzerine düşündürücü bir anlatı sunar. Ölümcül refleksleriyle hayatta kalmaya çalışan bir adamın, kendi kimliğini ararken insanlığını bulma hikayesidir bu.