Nancy Vandergroot, dışarıdan bakıldığında mükemmel bir hayat sürmektedir—Michigan, Holland’daki lale tarlalarının arasında, düzenli ve kusursuz bir evde, sevgi dolu bir koca ve oğluyla birlikte yaşayan saygın bir öğretmen ve titiz bir ev kadınıdır. Ancak, içten içe hayatındaki düzenin aslında pamuk ipliğine bağlı olduğunu hissetmektedir.

Cana yakın meslektaşıyla birlikte öğrencilerden birine ait garip bir sırrın izini sürmeye başladığında, bu huzurlu kasabanın yüzeyinin altında bambaşka bir gerçek olduğunu fark eder. Küçük ipuçları, onu zamanla kasabanın en saygın isimlerine kadar uzanan bir komplonun içine çeker. Ancak en büyük şok, kendi ailesine dair öğrendiği gerçekler olacaktır.

Geçmişiyle yüzleşmeye zorlanan Nancy, bir yandan gerçeği açığa çıkarmaya çalışırken bir yandan da kendi akıl sağlığını ve güvenliğini koruma mücadelesi verir. Peşine düştüğü sırrın ağırlığı, onu adım adım kusursuz sandığı hayatının aslında bir yalanlar ağına dayandığını keşfetmeye götürecektir. Gerçekler ortaya çıktığında, Nancy’nin yapması gereken en büyük seçim, korumak için yıllarını harcadığı düzeni mi yoksa hakikati mi tercih edeceğidir.