Gerçekleştirdikleri başarılı bir rehine kurtarma operasyonunun ardından, Yüzbaşı Guerrero ve elit askerlerinden oluşan ekibi, farkında olmadan güçlü bir düşmanı karşılarına almışlardır. Operasyon sırasında çökerterek büyük bir darbe vurdukları suç ağı, intikam için harekete geçer. Ancak bu sıradan bir tehdit değildir—karşılarındaki örgüt, yozlaşmış yetkililerden paralı askerlere kadar geniş bir bağlantı ağına sahiptir ve onları saf dışı bırakmak için her yolu denemeye hazırdır.

Guerrero ve ekibi, ani bir saldırıyla ne kadar büyük bir tehlikenin içine çekildiklerini fark ederler. Pusuya düşürülüp ağır kayıplar verdiklerinde, artık sadece bir görev değil, hayatta kalma savaşı haline gelen bir mücadelenin içinde bulurlar kendilerini. Düşmanlarının planlarını bozmak ve onları alt etmek için hem savaş alanındaki becerilerine hem de zekâlarına güvenmek zorundadırlar.

Şehir sokaklarından ıssız ormanlara kadar uzanan amansız bir kovalamaca başlarken, Guerrero’nun ekibi her adımda daha büyük bir tuzağa çekildiğini hisseder. Ancak pes etmek gibi bir seçenekleri yoktur—çünkü bu savaş sadece hayatta kalmak için değil, düşmanın kökünü kazıyıp özgürlükleri için savaşanlara bir mesaj vermek içindir.