"Crimson Peak" filmi, çocukluk travmalarından kaçmaya çalışan genç yazar Edith Cushing'in (Mia Wasikowska) hikayesini anlatıyor. Edith, gizemli ve çekici bir yabancı olan Sir Thomas Sharpe'a (Tom Hiddleston) aşık olur ve onunla evlenir. Geçmişi geride bırakıp yeni bir hayata başlama umuduyla, Thomas ve onun kız kardeşi Leydi Lucille Sharpe'ın (Jessica Chastain) yaşadığı eve, İngiltere'nin kırsalında, kan kırmızısı toprağa sahip dağın tepesindeki Allerdale Hall'a taşınır.

Ancak Edith, kısa süre sonra yeni kocasının düşündüğünden çok daha farklı biri olduğunu keşfeder. Thomas'ın ve Lucille'in sakladıkları sırlar, Edith'in hayatını tehlikeye atacak boyuttadır. Giderek artan tuhaf olaylar ve açıklanamayan fenomenler, Edith'in merakını ve korkusunu körükler. Allerdale Hall, sadece geçmişin sırlarıyla değil, aynı zamanda evin içinde dolaşan gerçek hayaletlerle de doludur.

Edith, evin karanlık tarihi ve kendi çocukluk travmalarıyla yüzleşirken, hayatta kalmak ve gerçeği ortaya çıkarmak için cesaretini toplamak zorundadır. Evin içindeki korkunç gerçekler, onu ve sevdiklerini büyük bir tehlikeye sürükler. Thomas ve Lucille'in geçmişi, evin kan kırmızısı toprağı kadar karanlık ve kanlıdır.

"Crimson Peak", gotik korku türünün klasik unsurlarını modern sinemayla birleştirerek, izleyicilere gerilim ve korku dolu bir hikaye sunar. Edith'in, geçmişin hayaletlerinden ve Allerdale Hall'un lanetinden kaçma mücadelesi, film boyunca izleyicileri koltuklarının kenarına yapıştırır. Bu hikaye, aşk, ihanet, gizem ve doğaüstü olaylarla örülmüş, unutulmaz bir sinema deneyimi sunar.