Dedektif ve adli psikolog, zekası ve içgüdüleriyle tanınan Alex Cross, ailesini derinden etkileyen bir olayla yüzleşir: genç yeğeni bir gün aniden kaybolur. Polis teşkilatı ve yerel otoriteler, kaybolmayı sıradan bir vaka olarak görüp ilgisiz davranırken, Cross olayı kendi ellerine almaya karar verir. Kendi yöntemlerini kullanarak, detaylara olan keskin dikkatiyle, bu olayın basit bir kaçırılma olmadığını fark eder. Araştırmaları, kaybolma olayının, aynı tarzda işlenmiş diğer altı vakayla bağlantılı olduğunu ve bu olayların arkasında aynı kişinin izlerini taşıdığını ortaya çıkarır.

Cross’un araştırması onu, benzer bir kaçırılma girişiminden mucizevi bir şekilde kurtulan genç bir doktor olan Kate McTiernan’a götürür. Kate, hayatta kalmayı başarmış olmasına rağmen travmasının izlerini taşımaktadır ve saldırganın yöntemleri hakkında hayati bilgiler verebilecek tek kişidir. Kate, Cross ile birlikte bu karmaşık ve tehlikeli oyunda, ipuçlarını bir araya getirerek kaybolan kızları bulmaya ve gerçeği ortaya çıkarmaya kararlıdır.

Zaman, hem onların hem de kaçırılan kızların aleyhine işlemektedir. Cross ve Kate, sadece kaybolanları bulmak için değil, aynı zamanda saldırganın zeki ve kurnaz stratejileriyle başa çıkmak için zekalarını ve cesaretlerini zorlamak zorunda kalırlar. Her bir ipucu, onları karanlık bir zihnin daha derin katmanlarına götürürken, bu gerilim dolu takip, onların sınırlarını zorlayacak ve hayatlarını tehlikeye atacaktır.

Soru şu ki, Alex Cross ve Kate McTiernan, zamana ve tehlikelere karşı bu yarışı kazanarak hem kurbanları kurtarabilecek hem de bu psikopatın karanlık planlarını ortaya çıkarabilecek mi?