Eski Yugoslavya çevresinde dağılmış geniş bir aile, yıllar sonra yaşlı annelerinin ölüm döşeğinde bir araya gelir. Her biri farklı hayatlar yaşamış, farklı yerlere savrulmuş bu aile üyeleri, yılların biriktirdiği kırgınlık ve özlemlerle yüzleşmek zorunda kalır. Doktorlar, yaşlı kadının birkaç saat içinde öleceğini söylese de, bekleyiş uzadıkça, ailenin içinde gizli kalmış gerginlikler su yüzüne çıkar.

Bu süreçte, aile üyeleri annelerinden kalacak miras üzerine tartışmalara girer. Maddi çıkarların öne çıkması, yıllardır saklı kalmış sırlar ve kırgınlıkların ortaya dökülmesine sebep olur. Bir yandan ölümün kaçınılmaz gerçeğiyle yüzleşirlerken, diğer yandan miras konusundaki çekişmeler, aile bağlarını daha da zayıflatır. Bu yoğun bekleyiş, aile üyelerinin hem geçmişleriyle hem de birbirleriyle hesaplaşmasına neden olur.