Macerayı seven genç Ash, sevgilisi Linda ile birlikte gözlerden uzak, ormanla çevrili eski bir kulübeye gider. Aşklarını doyasıya yaşamak, şehirden ve insanlardan uzak bir hafta sonu geçirmek isterler. Ancak bu sessizlik ve yalnızlık, kısa sürede kabusa dönecek olayların habercisidir.

Kulübede gezerken eski bir video kayıt cihazı ve tozlu kasetler bulurlar. Kasedi çalıştırdıklarında, daha önce orada araştırmalar yapan bir profesörün sesini duyarlar. Profesör, kadim ve uğursuz **“Ölüler Kitabı”**ndan yüksek sesle okuduğu bölümleri kaydetmiştir. Başta sadece ürpertici bir eski kayıt gibi gelen bu sesler, farkında olmadan ölüleri dirilten, doğayı bozan, şeytani bir gücü yeniden uyandırır.

Ormanın derinliklerinden gelen uğultular yoğunlaşırken, Linda bir anda değişmeye başlar. Gözleri kararır, sesi çarpıklaşır, bedeni kıvrılarak deadite denilen cehennem yaratığına dönüşür. Ash, hayatının aşkı ile kendi elleriyle savaşmak zorunda kalır. Onun da içindeki karanlık tetiklenmiş, insanlık ile lanet arasında gidip gelen bir varlığa dönüşmüştür.

Tam her şey kontrolden çıkmışken, kulübenin kapısı çalınır. Gelenler, profesörün kızı Annie ve beraberindeki iki arkadaşıdır. Babasının çalışmalarından haberdar olan Annie, laneti durdurmanın yolunun da Ölüler Kitabı’nda yazılı olduğunu düşünmektedir. Ancak kulübedeki kötülük artık serbesttir.
Her köşeden saldıran şeytani güçler, çığlıklar ve ölüm, hayatta kalanları birbirine düşürürken, Ash giderek bir kahramandan çok, karanlıkla dans eden bir deliye dönüşür.

Bu korkunç ve deliliğin sınırlarında gezinen hikâye, Ash’in sadece yaratıklarla değil, kendi aklıyla ve vicdanıyla da verdiği savaşın destanıdır.

"Evil Dead II", ilk filmin hem devamı hem yeniden anlatımı gibi duran, korku ile kara mizahı ustaca harmanlayan, çığır açan bir devam filmidir.
Korku sinemasında çığır açan görsel dili ve absürt gerilim tonuyla, Ash karakterini efsaneleştiren yapım, şiddetin ve kahkahanın iç içe geçtiği benzersiz bir deneyim sunar.

Ash burada sadece hayatta kalmaz. Korkunun kendisine dönüşür.