Dört yıl önce, 13 yaşındaki Finney Shaw, korkunç çocuk kaçıran ve katil The Grabber’ın elinden kurtulan tek çocuk olmuştu. Onunla yüzleşip hayatta kalmak, Fin’in hayatını sonsuza dek değiştirdi. Şimdi 17 yaşında olan Fin, geçmişin derin travmalarıyla yaşamaya çalışırken, karanlığın gerçekten geride kalmadığını fark eder — çünkü o unutulmuş siyah telefon yeniden çalmaya başlar.

Fin’in 15 yaşındaki kız kardeşi Gwen ise, bir kez daha doğaüstü rüyalarla uyarılmaya başlar. Rüyalarında, karlı Alpine Lake kış kampında izlenen üç çocuğun yardım çığlıklarını ve siyah telefondan gelen çağrıları görür. Gwen, geçmişteki sezgisel güçlerine güvenerek Fin’i kampa gitmeye ikna eder. Bu yalnız ve karlı bölgede, geçmişle yeniden yüzleşmeye mecbur kalırlar.

Kardeşler, kamptaki gizemli olayları araştırırken, The Grabber’ın ölümden sonra bile varlığını sürdüren karanlık etkisiyle karşı karşıya gelir. Ancak bu sefer sadece onunla değil, aynı zamanda onun ailesiyle olan dehşet verici bağlarla da yüzleşmek zorundadırlar. Gerçek kötülüğün yalnızca bedenle değil, hatıralarla da yaşadığını anladıklarında, hayatta kalmak için aralarındaki bağı ve cesaretlerini sonuna kadar kullanmak zorunda kalırlar.

Ethan Hawke’un tüyler ürperten performansıyla geri döndüğü bu devam filmi, The Black Phone evrenini daha da derinleştiriyor. Doğaüstü korku ile psikolojik gerilimi ustalıkla harmanlayan bu film, ölümden sonra bile sönmeyen bir kâbusun perdelerini aralıyor.