Finney Shaw, 13 yaşında içine kapanık ama zeki ve dikkatli bir çocuktur. Sessizliği ve çekingenliğiyle çevresinden çok fark edilmese de, yaşadığı zorluklarla başa çıkmak için güçlü bir iç dünyaya sahiptir. Ancak bir gün, mahallede çocukların gizemli şekilde ortadan kaybolmasına neden olan sadist bir katil tarafından kaçırılır. Kendini, dış dünyadan tamamen yalıtılmış, ses geçirmez bir bodrumda kapana kısılmış halde bulur. Burada çığlık atmak ya da yardım istemek faydasızdır.

Bodrumun duvarında asılı, bağlantısı olmayan eski bir siyah telefon, bir anda çalmaya başlar. Finney, başta bunun kendi hayal gücünün bir oyunu olduğunu düşünse de, kısa süre içinde telefonun diğer ucunda katilin geçmişteki kurbanlarının ruhlarının olduğunu fark eder. Bu çocuklar, Finney'nin yaşaması ve onların kaderini paylaşmaması için ona ipuçları ve uyarılar verir. Her biri, kendi trajedisinden geriye kalanlarla Finney'yi kurtarmaya çalışır.

Zamana karşı bir yarış başlarken, Finney hem fiziksel hem zihinsel olarak sınanır. Sessizliğin ve karanlığın içinde, hayatta kalabilmek için geçmişte yaşanmış korkunç hikâyelerin parçalarını birleştirerek kendi yolunu bulmak zorundadır. The Black Phone, doğaüstü öğelerle örülü bir hayatta kalma mücadelesini anlatırken, çocukluğun kırılganlığını ve içsel direncin gücünü etkileyici bir şekilde işler.