"Sarıhacılar’ın Gizemi" adlı bu hikâye, Mehmet Efendi’nin genç yaşta ölümüyle başlar. Geride bıraktığı eşi Melahat Hanım, oğlu Ömer için hem anne hem de baba rolünü üstlenir. Melahat Hanım, bir yandan köy sakinlerinin dikiş işlerini yaparak geçimini sağlarken, diğer yandan oğlunu tek başına büyütmek için tüm gücüyle çalışır. Ömer ise babasını kaybetmenin derin acısını yaşarken, bu zorlu deneyim onu yaşıtlarına göre çok daha olgun hale getirir.

Sarıhacılar köyü, gizemli olayların merkezinde olan bir yerdir. Okulda öğrenciler arasında sürekli konuşulan bu olaylar, köyün derin korkularını simgelemektedir. Birçok kişi bu olaylardan korkarken, Ömer diğerlerinden farklıdır. Cesur ve meraklı yapısı, onu gizemleri çözmeye itmektedir. Özellikle öğretmenleri Leyla Hanım'ın onlardan bir hikâye yazmalarını istemesiyle, Ömer’in ilgisi iyice artar. Hikâyesini köyde yıllardır “Kuyulu köyün delisi” olarak bilinen Kambur Ali'nin gizemli hayatı üzerine yazmaya karar verir. Ancak bu, sadece bir hikâye olmaktan çok daha fazlasıdır. Ömer, Kambur Ali’nin peşine düştükçe, yaşından büyük korkular ve karanlık sırlarla yüzleşmeye başlar. Kuyulu köyünün karanlık geçmişi, tuhaf olaylar ve kasabanın derinliklerinde saklanan gerçekler Ömer’in dünyasını altüst eder. Küçük bir çocuğun cesaretiyle başladığı bu yolculuk, onu korkunun ve gerçeklerin kesiştiği bir noktaya sürükler.