Dolambaç - Detour

Annesinin ani ölümüyle sarsılan genç hukuk öğrencisi Deniz, hayatının en sarsıcı dönemine girer. Üniversitedeki başarılı akademik hayatı, yerini derin bir yas ve kafa karışıklığına bırakır. Acısını bastırmaya çalışırken, annesinin ölümünden kısa bir süre sonra soğuk ve mesafeli üvey babasıyla baş başa kalır. Ancak bu adamla ilgili bazı gariplikler, Deniz’in kafasında şüpheler uyandırmaya başlar.

Zamanla geçmişe ait parçalar birleşmeye başlar: annesinin mutsuzluğu, bilinmeyen telefon konuşmaları, gizli bir ilişki… Deniz, üvey babasının sadakatsizliğini ve hatta annesinin ölümündeki olası payını düşündükçe, içsel bir hesaplaşmanın eşiğine gelir. Hukuk bilgisiyle adaletin sınırlarını bilen Deniz, kendi vicdanında bir mahkeme kurar.

"Adalet, yasalarla mı sağlanır, yoksa bazı suçlar yalnızca vicdanla mı yargılanır?"

Gerçeği öğrenmek için ipuçlarını takip eden Deniz, bir yandan annesinin anılarıyla yüzleşirken, diğer yandan zihnini kurcalayan karanlık düşüncelerle savaşıp üvey babasını öldürüp öldürmemesi gerektiğine karar vermeye çalışır. Giderek paranoya ile gerçek arasındaki çizgi bulanıklaşır ve Deniz’in iç dünyası da parçalanmaya başlar.

yas, intikam, adalet ve suçluluk temalarını işleyen çarpıcı bir psikolojik dram. İnsan zihninin karanlık kıvrımlarında geçen bu öykü, izleyiciyi tek bir soruda kilitler bırakır:
“Haklı olmak, her zaman doğru olanı yapmak mıdır?”