Kuzey ve Güney Kore arasındaki gerilimin dorukta olduğu bir dönemde, bir Amerikan helikopteri Kuzey Kore topraklarına düşer. Hayatta kalan askerler, sadece düşmanla değil, doğayla, açlıkla ve zamanla da mücadele etmek zorunda kalırlar. Ancak en büyük sorumlulukları, beraberlerinde bulunan sivil bir teknoloji uzmanını korumaktır — çünkü onun sahip olduğu bilgi, yalnızca kendi hayatlarını değil, uluslararası bir krizi de etkileyebilecek kadar önemlidir.

ABD ordusundan yardım alma ihtimali olmayan bu küçük grup, düşman bölgesinde izlerini kaybettirmeye çalışırken, her adımda hem fiziksel hem de psikolojik sınırlarını zorlar. İhanet, fedakarlık ve beklenmedik dostlukların iç içe geçtiği bu hikâyede, savaşın ortasında insan kalabilmenin bedeli sorgulanır.

Film, sadece bir hayatta kalma hikâyesi değil — aynı zamanda, teknolojinin savaştaki rolü, milliyetçilik, ve iş birliği temalarını işleyen, yüksek tempolu ve duygusal derinliği olan bir savaş gerilim filmi olarak öne çıkar.