Wolf Creek – Kurt Kapanı
Avustralya’nın sonsuz gibi uzanan uçsuz bucaksız bozkırlarında, özgürlüğün ve maceranın peşine düşmüş üç genç gezgin – Liz, Kristy ve Ben – sırt çantalarını alarak unutulmaz bir yolculuğa başlarlar. Güneşin kavurduğu yollar, mavi gökyüzü ve vahşi doğanın güzelliği içinde geçen günler, gençlerin hem dostluğunu hem de birbirlerine olan bağlarını daha da derinleştirir.

Yolculuklarının bir durağı da ünü kulaktan kulağa yayılan, gizemli ve ıssız Wolf Creek Krateri’dir. Doğanın ortasında, medeniyetten tamamen kopuk bu yer, ilk başta onlar için sadece etkileyici bir manzara ve kamp yapacakları bir fırsat gibi görünür. Ancak gece çöktüğünde ve arabaları gizemli bir şekilde çalışmamaya başladığında, işler yavaş yavaş tuhaf bir hâl almaya başlar.

Yardım umuduyla beklerken, karanlıkta yaklaşan bir kamyonetin farları gecenin sessizliğini deler. Direksiyonda ise halk arasında adı pek duyulmamış ama doğaya "hakim" görünen bir adam vardır: Mick Taylor. Güler yüzlü, dost canlısı ve tipik bir "Avustralyalı kırsal adam" gibi görünen Mick, gençlere yardım teklif eder. Gençler, ne olduğunu anlamadan kendilerini Mick’in aracında, ıssız bir tamirhaneye benzeyen karanlık bir mekânda bulurlar.

Sabah olacağını umarak gözlerini kapattıkları gece, aslında kabusun başlangıcıdır.

Mick Taylor’ın gerçek yüzü, uykunun en savunmasız anlarında ortaya çıkar. Artık gençler sadece bir yolculuğun değil, hayatta kalma savaşının içindedirler. Mick’in doğayı kendine mesken edinmiş sadist karakteri, onu doğanın sessizliğini kanla bozan bir avcıya dönüştürmüştür. Liz, Kristy ve Ben, Avustralya’nın vahşi kalbinde, sadece kaçmak ve kurtulmak için değil, insanlığın en karanlık yönüyle yüzleşmek için mücadele etmek zorundadır.

"Wolf Creek", gerçek olaylardan ilham alarak çekilmiş ve doğanın vahşi güzelliğini, insanın içinde saklı karanlıkla çarpıştıran çarpıcı bir hayatta kalma hikâyesi sunuyor. Güven, özgürlük ve gençliğin getirdiği cesaret; yerini dehşet, şüphe ve ölüm kalım savaşına bırakıyor.