Lee, trajik bir kazada anne ve babalarını kaybettikten sonra yetim kalan yeğenleri Imogen ve Maeve’i koruma sorumluluğunu üstlenir. Kendisi de geçmişinde büyük acılar yaşamış olan Lee, yeğenlerinin masumiyetini ve güvenliğini korumak için onları modern dünyanın karmaşasından uzak, izole bir yaşam sürdürmeye karar verir. Gözlerden uzak bir çiftlikte, doğa ile iç içe, sakin ve huzurlu bir hayat kurar. Bu izolasyon, Lee’nin kendisini ve yeğenlerini dış dünyadaki tehlikelerden uzak tutabileceği bir kale gibi görünse de, çocukların merakı ve hayatın kaçınılmaz gerçekleri zamanla bu dengeleri zorlamaya başlar.

Bir gün, hiç beklenmedik bir şekilde gelen bir yabancı, Lee’nin inşa ettiği bu huzurlu hayatı tehdit eder. Yabancı, hem çocukların bilinmeyen dünyaya olan ilgisini tetikler hem de Lee’nin sakladığı sırların açığa çıkma korkusunu yeniden canlandırır. Lee, yeğenlerini güvende tutmak için yabancıya karşı harekete geçmek zorunda kalırken, bu yabancının kim olduğunu ve niyetlerini sorgular. Onları korumak için her türlü fedakarlığı yapmaya hazır olan Lee, geçmişiyle yüzleşmek ve yeni tehlikelerle mücadele etmek zorundadır.