Buğra Gülsoy ve Serhat Teoman’ın ilk kez yönetmenlik deneyimini yaşadığı bu film, sıradan bir mahallede geçen ama giderek karanlık bir hikâyeye dönüşen olayları anlatıyor. Film, birbirinden ayrılmayan üç çocukluk arkadaşının; mahalle kültürüyle yoğrulmuş, dayanışma ve sadakat üzerine kurulu ilişkilerini merkeze alıyor. Ancak bu sıkı dostluk, mahalleye yeni taşınan esrarengiz bir yabancının gelişiyle sarsılıyor.

Yeni gelen adam, ilk başta kimseyle fazla konuşmayan, geçmişi hakkında hiçbir bilgi vermeyen gizemli bir figürdür. Ancak zamanla, hem mahalle sakinlerinin hem de üç arkadaşın hayatına sinsice sızar. Görünüşte sıradan bir kiracı gibi dursa da, davranışlarındaki ufak tefek tuhaflıklar kısa sürede dikkat çekmeye başlar. Mahallede tuhaf olaylar yaşanmaya başlandıkça, bu yabancının geçmişine dair söylentiler yayılmaya başlar. Herkes ondan şüphelenir, ama kesin bir şey de bilinmez.

Üç arkadaş, dostluklarının sınandığı bir döneme girer. Birlikte büyüdükleri sokaklar artık onlara tanıdık gelmemeye başlar. Bir zamanlar kendilerini güvende hissettikleri mahalle, şimdi yabancılaşan, paranoyayla kuşatılmış bir yere dönüşmüştür. Yabancının mahallede ne aradığı, neden geldiği ve gerçekte kim olduğu soruları, arkadaşlar arasında bile güvensizlik tohumları eker. Olaylar giderek içinden çıkılmaz bir hale gelirken, geçmişin karanlık sırları ve bastırılmış korkular gün yüzüne çıkar.

Mahalle, sadece bir mekân değil, aynı zamanda karakterlerin iç dünyasının aynasıdır. Film, bireyin yabancıya karşı duyduğu korkuyu, kolektif hafızanın bastırdığı günahları ve dostlukların kolayca çatlayabileceği gerçeğini, gerilimli bir atmosfer içinde ustalıkla işler. Giderek tekinsizleşen bu hikâye, izleyiciyi sırların, pişmanlıkların ve kırılgan güven duygularının merkezine çeker.