Zenginliğiyle tanınan, siyasette ve iş dünyasında güçlü bağlara sahip olan köklü bir ailenin reisi, hiçbir hastalık belirtisi göstermeksizin aniden hayatını kaybeder. Bu ölüm yalnızca aile içinde değil, kamuoyunda da büyük yankı uyandırır. Cenazenin ardından başlayan yas süreci, dul kalan eşi Lale Hanım ve üniversite çağındaki kızları Defne için kısa sürede bir kâbusa dönüşür. Zira geride kalan vasiyet ve özel belgeler, merhumun yaşamı boyunca sakladığı sarsıcı bir sırrı ortaya çıkarır: Ailenin servetinin kaynağı düşündükleri kadar temiz değildir ve bu servet üzerinde hak iddia eden başka kişiler vardır.

Lale Hanım, kocasının güvenli kasasında bulduğu belgelerle, eşinin yıllar önce gizlice yaptığı yasa dışı yatırımların, karanlık ilişkilerin ve özenle örtbas edilmiş bir aşk çocuğunun izlerine ulaşır. Bu miras yalnızca maddi değil; tehdit mektupları, isimsiz aramalar ve karanlık kişilerle de birlikte gelir. Ailenin adını temize çıkarmak isteyen Lale, hem kocasının geçmişiyle yüzleşmek hem de kızını bu karanlık mirastan korumak zorundadır.

Öte yandan Defne, babasının ölümünün ardından kendi kimliğini, ailesini ve geçmişini sorgulamaya başlar. Karşılarına çıkan her yeni bilgi, onları daha derin bir bilinmeze sürüklerken, hem dış çevreden gelen tehditler hem de aile içindeki güven çatlamaları büyür. Lale ve Defne artık sadece gerçeği öğrenmeye değil, aynı zamanda birbirlerine tutunarak ayakta kalmaya çalışırlar. Çünkü bu miras sadece bir servet değil, çözüldükçe yok eden, sürükleyen ve belki de onları tamamen yutacak kadar güçlü bir felakettir.