Bir grup milyarder dost, dünyayı sarsan uluslararası bir kriz ortamında lüks bir Akdeniz sahil kasabasındaki gizli bir malikânede bir araya gelir. Her biri teknoloji, enerji, savunma sanayi veya medya gibi alanlarda küresel güce sahip bu insanlar, kamuoyundan uzak bir şekilde krizin perde arkasını tartışmak ve olası gelişmeleri kendi çıkarlarına göre yönlendirmek isterler.

Toplantının görünürdeki amacı “çözüme katkı sağlamak” olsa da, odadaki atmosfer hızla değişir. Krizin merkezinde yer alan siyasi kararların birçoğu, bu odadaki isimlerle doğrudan bağlantılıdır. Aralarındaki eski rekabetler, kişisel hesaplar ve birbirine duyulan güvensizlikler açığa çıkmaya başlar. Dış dünya kaos içindeyken içeride başka bir oyun oynanmaktadır: güç, servet ve kontrolün geleceği için satranç benzeri bir strateji savaşı.

Ancak işler planlandığı gibi gitmez. İçlerinden biri, bu toplantıyı kayıt altına alıp sızdırmakla tehdit eder. Krizi fırsata çevirmek isteyen bazıları daha radikal çözümleri gündeme getirirken, diğerleri etik ikilemler içinde kalır. Zenginliğin ve nüfuzun sınırlarında dolaşan bu insanlar, kendi aralarındaki kırılgan ittifakların ne kadar hızlı çökebileceğini görürler.

Bu hikâye, yalnızca servetin ve iktidarın perde arkasını değil, aynı zamanda insan doğasının açgözlülük, korku ve vicdanla olan çarpışmasını da gözler önüne serer.