Mike, kariyerinin en büyük anlaşmasını kapatmak üzere olan hırslı ve başarılı bir şehir adamıdır. İş dünyasında yakaladığı bu ivme, kendisini büyük bir yükselişe hazırlarken, beklenmedik bir telefon her şeyi değiştirir. Ohio'nun kırsalında bir çiftlikte yaşayan ve kısa bir süre önce yetim kalan iki yeğeni acilen bir ebeveyne ihtiyaç duymaktadır. Mike, şehirdeki yoğun ve lüks bekar hayatını geride bırakıp onların yanında olmayı kabul eder, ancak bu karar onu hiç bilmediği bir dünyaya sürükler.

Kırsal hayata adım atmasıyla Mike, şehrin karmaşık düzenine alışmış yaşam tarzını bir kenara bırakıp, basit ve samimi bir hayata uyum sağlamaya çalışır. İnek sağmaktan traktör sürmeye kadar her şey ona yabancı gelir. Bununla birlikte, yeğenlerinin acılarını hafifletmek ve onlara yeni bir yuva bulmak için elinden geleni yapmaya kararlıdır. Ancak, zamanla bu "geçici" rol Mike'ın düşündüğünden daha kalıcı bir hale gelir.

Bu süreçte, köy yaşamının sade güzelliklerini ve topluluğun sıcaklığını deneyimler. Çiftlikte çalışan ve aynı zamanda gönüllü bir sosyal hizmet görevlisi olan Lucy ile tanışır. Lucy'nin sabrı ve sıcak kalpliliği, Mike'a hem yeğenleriyle hem de kendi geçmişiyle olan ilişkisinde farklı bir perspektif sunar. Mike, yeğenlerinin ihtiyaçlarını anlamaya çalışırken, bir yandan da kendi önceliklerini sorgulamaya başlar.

Hayatındaki bu dönüşüm, Mike'ı yalnızca büyük bir kariyer fırsatından değil, aynı zamanda anlamlı bir yaşam sürme şansından da vazgeçme noktasına getirir. Sonunda, Mike şehir hayatının parıltılı cazibesi ile kırsalın samimi gerçekliği arasında bir seçim yapmak zorunda kalır. Bu süreçte, sadece yeğenleri için değil, kendisi için de gerçek bir aileyi yeniden tanımlamayı öğrenir.