Tayland’ın İkinci Dünya Savaşı sırasında yaşadığı sarsıcı olayların ortasında, Japon işgali sadece bir askeri saldırıyla sınırlı kalmaz. Japonya, savaşın gidişatını değiştirmek ve Tayland’ı tamamen boyunduruk altına almak için gizli bir kimyasal silah projesi geliştirir. Ancak bu silah, yalnızca ölüm değil, insanlık tarihinin en korkunç yaratıklarını doğurur.

Japon mühendislerinin laboratuvarlarda geliştirdiği bu kimyasal, kurbanlarının fiziksel güçlerini insan sınırlarının ötesine taşır, onları açgözlü, acımasız birer süper askere dönüştürür. Bu askerler ne acıma hissi taşır ne de insani duygulara sahiptir. Tek bir içgüdüleri vardır: yok etmek. Tayland ordusundan alınan askerler, bu korkunç deneylerin kobayı olarak kullanılır. Ancak işler beklenildiği gibi gitmez. Kontrolden çıkan kimyasal, Tayland’ın ormanlarında kana susamış, yıkıcı bir süper insan ordusunu ortaya çıkarır.

Bu yeni tür askerler, yerleşim yerlerini ve direniş noktalarını tarumar ederken, geride sadece kanla sulanmış topraklar ve yanmış köyler bırakır. Japonlar, yarattıkları bu canavarları dizginleyemez ve Tayland toprakları bir kâbusun sahnesine dönüşür. Savaş artık sadece askerler arasında değil, insanlık ve insanlıktan çıkmış yaratıklar arasında yaşanır.

Hikaye, bu kâbusun ortasında hayatta kalmaya çalışan bir grup Taylandlı sivile odaklanır. Aralarında eski bir asker, ailesini korumaya çalışan bir çiftçi, bir Budist rahip ve kimyasal silahın etkilerini tersine çevirmeye çalışan cesur bir bilim insanı vardır. Bu grup, Japonların sırlarını ortaya çıkarmak ve yayılan bu felaketi durdurmak için tehlikeli bir göreve atılır. Yol boyunca sadece ölümcül yaratıklarla değil, kendi korkuları ve ahlaki sınırlarıyla da yüzleşirler.

Kan ve Gölgelerle Örülü Bir Yolculuk
Yaratıkların istilasına uğramış köylerde geçen kan dondurucu sahneler, insanın hayatta kalma güdüsünün ve dayanışmanın ne kadar güçlü olduğunu gözler önüne serer. Ancak grup, kimyasalın etkisiyle kendi içlerinde de yavaş yavaş dönüşüm belirtileri göstermeye başladığında, kurtuluş için zaman daralmaktadır.

"Kanın Gölgesinde", sadece bir savaş ve hayatta kalma hikayesi değil, insanlık ve insanlık dışılık arasındaki çizginin ne kadar ince olduğunu sorgulatan bir trajedidir. Tayland’ın tarihindeki bu karanlık döneme fantastik bir yorum getiren film, izleyiciyi bir yandan savaşın yıkıcılığına, bir yandan da insanların içindeki karanlık ve aydınlık arasındaki mücadeleye tanık eder.