Annelerinin ani ölümü, Tari ve Kadar için sadece bir yas değil, aynı zamanda doğaüstü bir kabusun başlangıcıdır. Cenaze töreninden kısa süre sonra evde tuhaf olaylar baş göstermeye başlar: aynalarda görünen gölgeler, açıklanamayan fısıltılar ve geceleri yankılanan annelerinin sesi… Çok geçmeden, annelerinin ölümünün ardında karanlık bir lanet olduğunu öğrenirler.

Bu lanet, annelerinin ruhunu huzura kavuşmaktan alıkoymakta, aynı zamanda ailelerinin üzerine karanlık bir varlığın çökmesine neden olmaktadır. Bir medyumdan aldıkları uyarıya göre, laneti çözmek ve annelerinin ruhunu kurtarmak için yalnızca yedi günleri vardır. Bu süre zarfında hem fiziksel hem ruhsal sınırlarını zorlayacak, aile sırlarını açığa çıkaracak ve kadim bir kötülükle yüzleşmek zorunda kalacaklardır.

Tari, aklın rehberliğinde hareket eden inatçı ve korumacı bir abla; Kadar ise geçmişin yükünü taşıyan, sezgilerine güvenen bir küçük kardeştir. Zamanla, sadece laneti değil, birbirlerine olan güvenlerini de yeniden inşa etmek zorunda kalırlar. Çünkü bu karanlık, yalnızca bir ruhu değil, bir ailenin geleceğini de tehdit etmektedir.