Beynindeki tümör nedeniyle zamanla ölüme yaklaşan annesi Roza’yı kurtarmak isteyen küçük Nora, çocuk aklıyla ama büyük bir inançla, ona ölümsüzlük kazandıracak bir çözüm arayışına girer. Bu çözüm onun hayal dünyasında nettir: annesini bir vampirin ısırması gerekir. Nora’nın bu uğurda peşine düştüğü kişi ise kendi karanlık geçmişinden kaçmaya çalışan, içine kapanık ve yorgun bir adam olan Kenan’dır.

Kenan’ın hayatı, Nora’nın bir gün aniden karşısına çıkıp onu bir vampir sanmasıyla altüst olur. Kenan, huzurevinde kalan hasta annesini alıp uzaklara gitmenin hayalini kurarken, karşısına çıkan bu küçük kızın hayal gücüne ve umutsuzca aradığı mucizeye kayıtsız kalamaz. Bir yanda Nora’nın umut dolu gözleri, diğer yanda ise Kenan’ı geçmişiyle yüzleştiren, eski suç ortakları ve vicdan azabı vardır.

Kenan, Nora'nın annesi için yaptığı planda rol alarak, hem çocuğun kalbini kırmamak hem de kendi içinde kalan son iyiliği ortaya çıkarmak arasında sıkışır. Ancak gerçek ile kurgu, suç ile merhamet, umut ile hayal kırıklığı iç içe geçmeye başladığında, Nora’nın iyi niyetli oyununun nelere yol açabileceği artık öngörülemez hâle gelir. Bu sıradışı hikâye; masumiyetin, kefaretin ve kaybedilmek üzere olan bağların izini süren karanlık ama duygusal bir dramadır.