Bobby Stano, genç yaşta başarıya ulaşmış, yetenekli bir beyzbol oyuncusudur. Liseden yeni mezun olmuşken, büyük liglere katılma şansı yakalar. Hayatında her şey yolunda gibidir. Parlak bir kariyer, güzel bir kız arkadaşı ve hayalleri vardır. Ancak kaderin beklenmedik bir şekilde değişeceğinden habersizdir.

Bir gece, Bobby ve arkadaşları, mahallede sürekli sorun yaratan rakip bir çeteyle karşı karşıya gelir. Başlangıçta sadece sözlü sataşmalarla başlayan olay, kısa sürede fiziksel bir kavgaya dönüşür. Ne olduğunu anlamadan yaşanan arbede sırasında biri hayatını kaybeder. Bobby, olayların bu noktaya geleceğini asla tahmin etmemiştir.

Mahkeme süreci hızlı ve acımasızdır. Bobby, adam öldürmekten suçlu bulunur ve genç yaşında demir parmaklıklar ardına gönderilir. On üç yıl boyunca hapis hayatı, ona sadece dışarıdaki dünyayı değil, aynı zamanda kendi kimliğini de sorgulamasına neden olur. Hayatının kontrolünü kaybetmiş, geleceği ellerinden alınmış bir adamdır.

Ancak Bobby pes etmez. Hapishanedeki yıllarını pişmanlık ve kendini geliştirme üzerine geçirir. Sporu bırakmak zorunda kalmış olsa da, spor onun içindeki hırsı ve gücü diri tutar.

On üç yılın ardından Bobby, nihayet özgürlüğüne kavuşur. Ancak dış dünya, hapishaneye girdiği zamandan çok daha farklıdır. Ailesiyle bağları kopmuş, eski arkadaşları dağılmış ve mahallesindeki insanlar tarafından yaftalanmıştır. Herkesin gözünde o bir katildir.

Bir yandan da en büyük pişmanlığı olan eski kız arkadaşıyla yüzleşmek zorundadır. Ona her şeyi açıklamak, ondan af dilemek ve belki de kaybettiği sevgiyi yeniden kazanmak ister. Ancak geçmişin gölgesi peşini bırakmaz.

Bobby, eski mahallesine döndüğünde, beyzbol sahalarına tekrar adım atmanın yollarını arar. Ancak bu sefer, başarıya ulaşmak değil, kendini affetmek ve içindeki boşluğu doldurmak için mücadele etmektedir.

Hayatını yeniden kurma çabasında, Bobby yalnızca kendi geçmişiyle değil, aynı zamanda toplumun ona karşı duyduğu önyargılarla da yüzleşmek zorundadır. Ancak yılmaz bir azimle ilerlerken, hayatının en büyük savaşını vermek zorunda olduğunu anlar: Kendini affedebilmek.

Bu duygu yüklü hikâye, hatalarından ders çıkaran bir adamın yeniden doğuşunu ve hayatına anlam katma mücadelesini anlatıyor.