Birbirinden farklı türlerde iki paralel hikaye içeren bu film, bir yandan karısını aldatan New York'lu doktor Judah'ın dramatik hikayesini, bir yandan da evliliği mutsuz giden belgeselci Clifford'ın trajikomik hikayesini anlatıyor. Judah, metresinden şantaj mektupları alırken ondan nasıl kurtulabileceğini düşünüyor. Clifford ise yeni tanıştığı Halley'e karşı yoğun duygular beslemeye başlıyor. Woody Allen'ın insan doğasını tüm çıplaklığıyla irdelediği bu film, suç ve vicdan kavramlarını da ele alıyor. Yönetmenin "Maç Sayısı" ve "Cassandra'nın Rüyası" gibi filmlerinin habercisi ve öncüsü olan bu filmin aynı zamanda üç tane Oscar adaylığı mevcut.

Filmde Judah Rosenthal, başarılı bir göz doktorudur, ancak metresi Dolores Paley ile olan ilişkisi hayatını karmaşık hale getirir. Dolores, Judah'a onu terk etmemesi için şantaj yapmaya başlar ve Judah, bu durumdan nasıl kurtulacağını düşünürken vicdanı ve suçu arasında sıkışıp kalır. Diğer yandan, Clifford Stern, belgesel film yapımcısıdır ve mutsuz evliliği onu başka arayışlara yöneltir. Clifford, yapımcı Halley Reed'e aşık olur ve onunla daha fazla zaman geçirmek isterken, trajikomik olaylar gelişir.

Film, her iki karakterin ahlaki ikilemlerini ve içsel çatışmalarını gözler önüne sererken, seyirciyi insan doğasının karanlık ve aydınlık yönlerini keşfetmeye davet eder. Judah'ın suçla yüzleşme ve vicdan muhasebesi yapma süreci, Clifford'ın ise aşk ve mutluluk arayışı, filmin merkezinde yer alır. Woody Allen, bu iki hikaye üzerinden ahlaki değerleri ve insan doğasının karmaşıklığını incelikle işler.

Film, güçlü senaryosu ve oyuncu performanslarıyla dikkat çekerken, yönetmenin karakterleri derinlemesine işleyişi ve olayları birbirine ustaca bağlaması, onu sinema tarihinde önemli bir yere taşımıştır. Woody Allen'ın yönetmenlik kariyerindeki önemli eserlerinden biri olan bu film, suç, ahlak, aşk ve vicdan temalarını işleyerek izleyicilere unutulmaz bir deneyim sunar.