Metropolis'in kalabalık caddelerinde henüz adını kimsenin tam olarak bilmediği genç bir muhabir dolaşmaktadır: Clark Kent. Günlük yaşamında gözlüklerinin ardına saklanan bu çaylak gazeteci, aslında insanüstü güçlere sahip bir yabancıdır—Krypton gezegeninden gelen son oğul, Superman.

Clark, Daily Planet'teki yeni görevine alışmaya çalışırken bir yandan da kim olduğunu, nereden geldiğini ve ne için burada olduğunu anlamaya çabalar. Kansas’ta, Smallville’de mütevazı bir çiftlikte büyüyen Clark’ın içindeki “dünyalı” yan, merhametle, sevgiyle ve değerlerle yoğrulmuştur. Ancak Krypton'dan gelen mirası; yalnızlık, güç ve sorumluluk duygusuyla birlikte ağır bir yük gibi omuzlarına binmektedir.

Metropolis’in karmaşasında yolunu ararken, Clark hem gazetecilikte hem de kahramanlıkta kimliğini bulmak zorundadır. Bu yolculuk, yalnızca süper güçlerini anlamakla kalmaz, aynı zamanda insan olmanın ne anlama geldiğini de keşfetmesine neden olur. Çatışmalar büyürken, şehir tehdit altındayken ve gerçekler gölgelerle örtülüyken, Clark Kent nihayetinde iki dünya arasında bir köprü kurar—çünkü o sadece Krypton’un son umudu değil, aynı zamanda Dünya’nın da en büyük kahramanı olacaktır.