ABD’de kaçak olarak yaşayan Çinli göçmen Ming Ding, hayatta kalabilmek için her gün sabahın erken saatlerinde iş aramaya çıkar. Hiçbir sosyal güvencesi, ailesi ya da dostu olmayan Ming, New York sokaklarında isimsiz kalabalıkların arasında kaybolmuş bir göçmendir. Ancak bir sabah hayatı değişir: Devasa kaçak göçmenlik borcunun taksitini ödeyemediği için, insan kaçakçıları ona gün batımına kadar süre tanır. Aksi takdirde, hem kendi hayatı hem de Çin’de bıraktığı ailesi tehlikeye girecektir.

Zaman daralırken, Ming, çılgınca para kazanabileceği işler aramaya başlar. Günü inşaat alanlarında, restoran mutfaklarında ve sokakta ağır işlerde geçerken, göçmenlik sisteminin acımasızlığı, görünmeyen işçi sınıfının hayatta kalma mücadelesi ve insan kaçakçılığı ağının zalim gerçekleri gözler önüne serilir. Ming'in yorgun bedeni ve kırılgan ruhu, her geçen saat daha da ağır bir yük taşır.

Bu tek günlük hikâyede, Ming’in borçlarıyla, yalnızlığıyla ve umudunu kaybetmemeye çalıştığı bir dünyada verdiği varoluş savaşı anlatılır. Kimi zaman merhamete, kimi zaman aşağılanmaya maruz kalırken, her an izleyiciyi sorgulatan bir soruyla baş başa bırakır: Bir insanın hayatı ne kadar eder?

Günün Sonuna Kadar, göçmenlik krizi, insan kaçakçılığı ve hayatta kalma mücadelesini etkileyici bir gerçekçilikle işleyen, sessiz ama sarsıcı bir dramdır.