En yakın arkadaşının trajik ölümünden bir yıl sonra, on sekiz yaşındaki bir torna ustası, hem ailesinin dağılmasıyla hem de çevresini saran şiddet dolu yaşam biçimiyle baş etmeye çalışır. Günlük hayatı, metal seslerinin arasında geçen uzun çalışma saatleri ve eve döndüğünde karşılaştığı soğuk, sessiz duvarlarla örülüdür.

Anne ve babasının ayrılığı, yalnızlığını daha da derinleştirirken; yaşadığı semtin sokakları artık sadece çocukluk anılarıyla değil, tehdit ve hayal kırıklığıyla doludur. Kaybının ağırlığını taşırken, etrafındaki erkeklerin sertliği, öfkeyi bir savunma biçimi haline getirmiştir. İçine düştüğü bu sert dünyada, bir yandan kendi kimliğini ararken bir yandan da hayatta kalmanın yollarını öğrenmeye çalışır.

Film, genç bir adamın yas, öfke ve yetişkinliğe geçiş arasındaki kırılgan sınırda yürüdüğü karanlık bir yolculuğu anlatır. Sessiz acılar, patlamaya hazır duygular ve hayatta kalmakla insan kalmak arasında bir seçim: bu onun sınavıdır.