Molly, üniversite yıllarında her partinin aranan ismi, eğlenceyi adeta bir yaşam biçimi haline getirmiş bir avukattır. Ancak, aradan geçen yıllara rağmen partileme alışkanlıklarını bir türlü geride bırakamamış ve bu durum, iş hayatını tehlikeye atmıştır. Kariyerindeki disiplinsizlik, patronu Brenda'nın sabrını taşırmak üzeredir. Molly, işini kaybetmenin eşiğindeyken Brenda, ona ilginç bir ultimatom sunar: İşine devam etmek istiyorsa eski üniversitesine geri dönmeli ve Brenda'nın sosyal becerileri zayıf oğlu Elliot'ı "sıfırdan kampüs kahramanına" dönüştürmelidir.

Molly için bu teklif, hem işini kurtarma şansı hem de geçmişteki anılarını tekrar yaşama fırsatı gibi görünür. Ancak, üniversiteye döndüğünde işler beklediği kadar kolay değildir. Elliot, son derece içine kapanık, özgüvensiz ve sosyal ortamlardan uzak durmayı tercih eden biridir. Molly, onu kampüsün en popüler ismi yapma görevine adım atarken, eski enerjik ve çılgın ruhunu tekrar devreye sokar. Ancak zamanla, genç Elliot’ın yalnızca bir makyajla değil, gerçek anlamda kendine güven kazanmaya ihtiyacı olduğunu fark eder.

Bu süreç, Molly için de bir dönüm noktasıdır. Üniversite hayatını tekrar yaşamak, eski hatalarını ve bugünkü zayıflıklarını gözler önüne serer. Elliot’a sosyal beceriler kazandırmaya çalışırken, kendi hayatındaki düzensizlikleri düzeltmeye de başlar. İkisi, dersler, kampüs etkinlikleri ve komik olaylar arasında kendilerini bulurken, hem birbirlerinden hem de çevrelerindeki insanlardan önemli dersler alırlar.

Molly, yalnızca Elliot’ın değil, kendi yaşamının da kahramanı olmayı öğrenirken, Elliot da çevresine ve kendisine güvenmeyi başarır. Sonunda, hem Elliot'ın hem de Molly’nin dönüşüm hikayesi, eğlenceli ve sıcak bir dostluk öyküsüne dönüşür. Patron Brenda için ise bu beklenmedik dostluk, oğlunun hayatta daha güçlü bir yer edinmesine tanıklık ettiği unutulmaz bir deneyim olur.