Uçurtmayı Vurmasinlar

Bir tutam umut, bir çocuğun gülüşünde saklıdır…

İnci, düşünceleri ve siyasi kimliği nedeniyle cezaevine girmiş, güçlü ama içten içe yorgun bir kadındır. Özgürlük hayalleri, demir parmaklıkların ardında zamanla sabra dönüşmüştür. Aynı cezaevinin kadınlar koğuşunda büyüyen küçük Barış ise henüz çocuk yaşında, hayatı duvarların ardında tanımaya çalışan bir mahkûm çocuğudur. Annesi de tutuklu olduğu için hapishane, onun hem yuvası hem de oyun alanıdır.

Barış, gülüşü ve masumiyetiyle sadece koğuşun değil, tüm mahkumların yüreğine dokunur. Kadınların arasında büyürken her birinden bir parça sevgi, şefkat ve dayanıklılık öğrenir. Ancak onun için en özel bağ, İnci ile kurduğu derin ve anlamlı dostluktur. İnci, Barış’a sadece bir arkadaş değil, zamanla bir anne figürü, bir sırdaştır. Bu iki yalnız ruh, birlikte hayal kurarak, cezaevinin gri duvarları arasında rengârenk bir dünya inşa ederler.

Zamanla, hem İnci hem de Barış için bu bağ, karanlıkta bir ışığa, umutsuzlukta bir direnişe dönüşür. Dış dünyanın baskısı ve içerinin sessizliği arasında, insan olmanın en saf haliyle yazılmış bir dayanışma hikâyesi…
Barış ve İnci’nin dünyası, sadece dört duvarla sınırlı değildir — sevgiyle büyütülmüş bir umut bahçesidir.