14.yüzyılın karanlık ve çalkantılı günlerinde, Avrupa'nın büyük ulusları, Kutsal Roma İmparatorluğu üzerindeki hakimiyet için birbirleriyle kıyasıya mücadele etmektedir. Bu güç savaşının en hırslı aktörlerinden biri, Austurya İmparatorluğu'dur. Gözlerini daha fazla toprak ve güç elde etmeye diken bu kudretli imparatorluk, gözünü komşusu olan İsviçre’ye çevirir. Barışçıl ve pastoral bir yaşam süren İsviçre halkı, istilanın acımasız pençesiyle yüzleşmek zorunda kalır.
İmparatorluğun despot kralı, yeni fethettiği toprakları demir yumruğuyla kontrol altında tutmak için zalim savaş beylerini görevlendirir. Köyler yakılır, masumlar katledilir ve halk köle gibi çalıştırılır. İsviçre’nin bir zamanlar huzurlu dağları, artık kan ve duman kokusuyla sarmalanmıştır.

Bu karanlık günlerin içinde, William Tell adında bir adam yaşar. Uzun yıllar boyunca dağlarda avcılık yaparak ailesine yiyecek sağlayan, barışçıl bir yaşam süren bir adamdır. Ancak Avusturya’nın acımasız işgal politikaları, onu da hedef alır. Ailesi, köyüyle birlikte zorla çalıştırılmaya ve baskı altında yaşamaya mahkum edilir.

Bir gün, William Tell'in oğlu, işgalci bir lord tarafından zalimce cezalandırılmak istenir. William, oğlunu kurtarmak ve halkını özgürleştirmek adına kendi içindeki savaşçıyı uyandırmak zorunda kalır. Avcılık yetenekleri, artık sadece av için değil, adalet ve özgürlük uğruna kullanılacaktır.

William Tell, arkasında yükselen isyanın sembolü haline gelir. Okları, sadece düşmanlarını değil, aynı zamanda umudu da hedef alır. Dağların arasındaki patikalardan geçerek köylüleri örgütler, kendisi gibi özgürlüğe susamış insanlarla birleşir. Kendisini durdurmak isteyen Avusturyalı lordlarla ölümcül bir savaşa girişir.

Ancak William’ın asıl savaşı, yalnızca düşmanlarıyla değil, aynı zamanda kendi vicdanıyla da olacaktır. Ailesini koruma arzusu ve halkının özgürlüğü arasında sıkışıp kalırken, karanlıkla aydınlık arasında bir seçim yapmak zorundadır.

İhanet, fedakarlık ve kararlılıkla dolu bu destansı mücadelede, William Tell’in adı, halkının özgürlüğü için mücadele eden bir efsane olarak sonsuza kadar yankılanacaktır.