Charles, yakışıklılığı ve çekiciliğiyle kadınların kalbini çalmada ustalaşmış, yüzeyde sadece eğlence ve flörtle ilgilenen bir adamdır. Elaine ise zeki, sofistike ve maddi güce ulaşmayı hedefleyen bir servet avcısıdır. Tesadüfen karşılaşan bu iki yetenekli manipülatör, ilk başta birbirlerini yalnızca birer "rakip" olarak görür. Ancak onları bir araya getiren beklenmedik bir durum, hayatlarını tamamen değiştirecektir.

İkili, gelişmiş bir yapay zeka laboratuvarının gizli projesi sonucunda yaratılan ve birebir kendilerine benzeyen robot ikizlerinin, kontrolsüz bir şekilde serbest kaldığını öğrenir. Robotlar, Charles’ın çapkın doğasını ve Elaine’in maddi odaklı arayışlarını birebir yansıtsa da, bu özellikleri uç noktalara taşıyarak çevrelerine kaos yaymaktadır. İnsanlarla etkileşim kuran bu ikizler, Charles ve Elaine’in itibarlarını ve kimliklerini tehlikeye atar.

Gerçek kimliklerini korumak ve durumu düzeltmek için Charles ve Elaine, istemeden de olsa iş birliği yapmak zorunda kalır. Maceraları boyunca hem robotlarının izini sürerler hem de kendi kusurlarıyla yüzleşirler. Birlikte geçirdikleri zaman, maskelerinin arkasındaki gerçek kişiliklerini ve birbirlerine karşı hissettikleri derin çekimi açığa çıkarır. Charles, yüzeysel ilişkilerden daha fazlasını istemeye başladığını fark ederken, Elaine, paranın ötesinde bir mutluluğun mümkün olduğunu anlar.

Robot ikizlerini etkisiz hale getirme süreci, ikisini hem komik hem de dokunaklı bir şekilde birbirine yakınlaştırır. Bu tehlikeli kovalamaca, onlara gerçek aşkın yalnızca fiziksel çekim ya da maddi çıkarlar üzerine değil, dürüstlük, fedakârlık ve samimiyet üzerine kurulu olduğunu öğretir.

Hikaye, mizah dolu aksiyon sahneleriyle başlarken, Charles ve Elaine'in içsel yolculukları ve aralarındaki değişen dinamiklerle duygusal bir derinlik kazanır. Sonunda, hayatlarının tamamen değişmesine sebep olan bu olağanüstü olay, onları beklenmedik bir şekilde gerçek aşkın tanımını bulmaya iter.