Hacer’in Bekir ile yaşadığı evlilik dışı ilişki, küçük ve muhafazakâr bir kasabada büyük yankı uyandırır. Bekir’in onu terk edip gitmesiyle, Hacer hem ailesinin hem de çevresinin ağır baskısı altında kalır. Toplumun dışlayıcı ve affetmez yapısı karşısında çaresiz kalan genç kadın için tek çıkış yolu, kendisine sahip çıkacak birinin bulunmasıdır. Tam bu noktada, kasabanın saygın isimlerinden biri olan Hasan Hoca devreye girer. Onun bu evliliği kabul etmesi, Hacer’i ailesinin ve çevrenin gazabından korumak içindir; ancak Hoca, bu birlikteliği tamamen bir fedakârlık ve sorumluluk çerçevesinde görmektedir.

Hasan Hoca, yıllar boyunca Hacer’in Bekir’den olan kızı Fatmacık’a da özveriyle bakar. Ancak, bu durumu bir sınav olarak görmekte ve hiçbir zaman ne Hacer’e ne de Fatmacık’a karşı gerçek bir aile bağı hissetmemeye çalışmaktadır. Kalbinde hep, bir gün Bekir’in geri döneceğine ve çocuğunu da Hacer’i de alacağına dair zayıf bir inanç taşır. Bu inanç, onu ev içinde duygusal mesafesini korumaya, hep belli bir sınır çizerek yaşamaya iter. Ne Hacer’e bir eş, ne de Fatmacık’a bir baba olmayı kendine yakıştırır; bunun yerine, onların sığındığı bir çatı ve onları dış dünyadan koruyan bir siper olmaya çalışır.

Ancak yıllar boyunca süregelen bu hassas denge, Hoca’ya bir köyden imamlık teklifi gelmesiyle bozulur. Tren istasyonuna yakın bir köyde imamlık yapması teklif edilen Hasan Hoca, bu teklifi kabul edip etmemek konusunda büyük bir çıkmaz yaşar. Yeni bir yere gitmek, Hacer ve Fatmacık’ın alıştıkları ortamdan kopmaları anlamına gelirken, bu değişim belki de onun içindeki sınırları yıkmasına, kendini ve hayatını yeniden sorgulamasına sebep olacaktır. Bekir’in geri dönmesini umarak inşa ettiği mesafeli ve kontrollü düzeni, artık sorgulanması gereken bir noktaya gelmiştir.

Hacer için ise durum daha karmaşıktır. Yıllarca içinde tuttuğu duygular, hayal kırıklıkları ve Hasan Hoca’ya karşı hissettiği minnettarlık ile gizli öfke arasında gidip gelmektedir. Hasan Hoca’nın aldığı bu teklif, onun için de yeni bir başlangıç mıdır, yoksa daha büyük bir yalnızlığın habercisi mi?

Geçmişin hayaletleriyle, kaderin beklenmedik dönüşleriyle ve bastırılmış duyguların zamanla nasıl şekillendiğiyle örülen bu hikâye, fedakârlık, sorumluluk ve affetmenin ağırlığını incelikle ele alıyor.