Yeni evli Sinan, dış görünüşüyle maskülen bir imaj sergilese de aslında tam bir ana kuzusudur. Annesi Asuman’a düşkünlüğü, onu sürekli memnun etme çabasıyla birleşir. Ancak bu durum, dominant ve kararlı eşi Buse'nin ‘erkek ol’ beklentisiyle çelişir. Sinan, bu iki zıt kutup arasında kalmış, kendini adeta sıkışmış hisseder. Bir gün, gelin kaynana arasında büyük bir kavga patlak verir ve Asuman ile Buse, birbirlerine olan tüm sabırlarını tüketirler. Sonuç olarak, ikisi de bir daha birbirlerinin yüzünü görmemeye yemin eder.

Sinan, bu gergin ortamda dengeyi sağlamak zorunda olduğunu hisseder. Aklına, iki taraf arasındaki buzları eritmek için bir fikir gelir: Yazın yaklaşmasıyla, ailece bir haftalık bir tatile çıkmak. Sinan, bu tatilin annesi ve karısı arasındaki gerginliği hafifleteceğini ve onların birbirlerini daha iyi anlayıp seveceğini umar. Ancak, Sinan hem annesinden hem de karısından çekindiği için bu tatil planını onlara açıklamaya cesaret edemez. Bunun yerine, her iki tarafa da farklı bir hikaye anlatır; Buse, Sinan’la baş başa romantik bir tatile çıktıklarını zannederken, Asuman ise oğluyla birlikte özel bir tatil planladığını düşünür.

Tatilde, her şey Sinan’ın planladığı gibi gitmez. Buse ve Asuman birbirlerini karşılarında bulduklarında büyük bir şaşkınlık yaşar ve tatil, Sinan’ın hayal ettiğinden çok daha karmaşık bir hal alır. Olaylar, bu üçlünün birbirlerini daha iyi tanımalarını sağlayacak eğlenceli ve komik bir dizi duruma yol açar. Sinan, annesi ve karısı arasında denge kurmaya çalışırken, tatil boyunca yaşananlar, hem gülünç hem de duygusal anlar doğurur.